Kadmiyum ve Böbreklerde Birikiminin Edebiyatla Dönüşen Hikayesi Bir edebiyatçının dünyasında, kelimeler sadece iletişim aracından ibaret değildir; kelimeler, dünyayı dönüştüren, yeniden şekillendiren ve bazen de yıkan güçlerdir. Anlatıların gücü, bir metnin derinliklerinde gizlidir ve her satır, bir başka anlamın doğmasına zemin hazırlar. Edebiyat, insana yalnızca duygusal bir deneyim sunmaz; aynı zamanda fiziksel gerçekliklere, doğanın kurallarına ve hatta biyolojik süreçlere de bakış açımızı dönüştürür. Edebiyatın ve sağlığın buluştuğu noktada, kadmiyum gibi bir ağır metalin böbreklerde birikmesi, sadece tıbbi bir sorun olmanın ötesine geçer. Bu mesele, varoluşsal bir sorgulama, bireysel ve toplumsal bir eleştiri, hatta mitolojik bir temayı andıran bir dönüşüm halini alabilir.…
Yorum BırakSevimli Bilgi Köşesi Yazılar
Belfast Olayı Nedir? Psikolojik Bir Mercekten Bakış Bir psikolog olarak, insan davranışlarının ardındaki dinamikleri çözümlemek her zaman büyüleyici olmuştur. Duygular, düşünceler ve toplumsal faktörler nasıl bir araya gelir de bireyleri ve grupları bir noktada harekete geçirir? Bir davranışın, özellikle de şiddet içeren bir olayın, ardında ne gibi psikolojik süreçler bulunur? İşte bu yazıda, Belfast Olayı’nı psikolojik açıdan incelemeye çalışacağız. Bu olay sadece tarihi bir dönüm noktası değil, aynı zamanda insanın kolektif psikolojisini anlamamıza yardımcı olacak bir örnek. Belfast Olayı Nedir? Belfast Olayı, 1960’ların sonlarında İrlanda’nın Kuzey Belfast şehrinde meydana gelen, özellikle Katolikler ve Protestanlar arasında derin toplumsal ve dini bölünmelerin…
Yorum BırakII. Mahmud Döneminde Yapılan Islahatlar: Edebiyatın Işığında Bir İnceleme Edebiyat, dilin ve anlatıların gücüyle dünyayı dönüştürme potansiyeline sahiptir. Kelimeler, yalnızca bir iletişim aracından çok daha fazlasıdır; her bir cümle, her bir hikaye, toplumsal yapıyı, kültürel algıları ve bireylerin düşünme biçimlerini derinden etkileyebilir. Toplumların dönüşümü ve yenilik arayışı, edebiyatın içinde olduğu kadar, tarihsel olaylarda da kendini gösterir. II. Mahmud’un döneminde yapılan ıslahatlar da bu dönüşümün bir yansımasıydı. Bir edebiyatçı gözüyle, yalnızca siyasi reformlar değil, aynı zamanda bir dil, kültür ve kimlik arayışının da yaşandığı bir dönemin başlangıcıydı. Bu yazıda, II. Mahmud döneminde yapılan ıslahatları farklı edebi temalar ve metinler üzerinden inceleyeceğiz.…
Yorum Bırakİşsizlik Maaşı Neye Göre Belirleniyor? Güç, İktidar ve Toplumsal Düzenin Çatışması İktidarın Toplumsal Düzeni ve İşsizlik Maaşının Belirlenmesi Bir siyaset bilimcisi olarak, toplumsal düzenin nasıl şekillendiğini ve bireylerin bu düzen içindeki haklarıyla ilişkisini anlamaya çalışırken, bazen çok basit görünen soruların bile çok derin toplumsal, ekonomik ve ideolojik boyutları olduğunu fark ediyorum. “İşsizlik maaşı neye göre belirleniyor?” sorusu, ilk bakışta bir ekonomik mesele gibi görünebilir, ancak gerçekte, bu soru, devletin güç ilişkilerini nasıl kurduğuna, toplumsal adalet anlayışına ve sosyal güvenlik sisteminin işleyişine dair önemli ipuçları verir. İşsizlik maaşının belirlenmesi, devletin sosyal politikalarının, iş güvencesinin, bireylerin hakları ile toplumsal sorumlulukların nasıl dengelendiğinin…
Yorum Bırakİtalyanca “13” Ne Demek? Kültürel ve Dilsel Bir İnceleme İtalya, tarihi ve kültürel zenginliğiyle ünlü bir ülkedir. Ancak, bazen sayılar ve semboller gibi basit unsurların bile derin anlamlar taşıdığına rastlayabiliriz. Bu yazıda, İtalyanca “13” sayısının ne anlama geldiğini, tarihsel arka planını ve günümüzdeki kültürel ve dilsel anlamlarını inceleyeceğiz. Sayıların, dildeki ve kültürdeki yerini anlamak, sadece bir dilbilgisi meselesi olmanın ötesine geçer; toplumların inançlarını, değerlerini ve yaşam biçimlerini daha iyi kavrayabilmemize yardımcı olur. İtalyanca’da “13” Sayısının Anlamı İtalyanca’da “13”, basitçe sayısal bir değeri ifade etmekle kalmaz, aynı zamanda kültürel bir sembolizm taşır. İtalyanca’da “tredici” olarak telaffuz edilen bu sayı, çoğu zaman…
Yorum Bırakİrtica Ne Demek? Edebiyat Perspektifinden Derinlemesine Bir İnceleme Kelimeler yalnızca seslerin bir araya gelmesinden ibaret değildir; onlar, düşüncelerin ve duyguların anlam bulduğu, dünyayı şekillendiren araçlardır. Bir yazar için kelimeler, sadece anlatmak istediklerini iletmek için kullanılan unsurlar değil, aynı zamanda birer silah, birer kalemdir. Edebiyat, dilin ve anlatıların dönüştürücü gücünden yararlanarak toplumsal yapıları, düşünsel kalıpları sorgular. Bu yazıda, “irtica” kelimesinin anlamını, edebi bir mercekten ele alacak ve bu kavramın farklı metinlerde nasıl işlendiğini inceleyeceğiz. İrtica Kavramının Temel Anlamı İrtica, kelime olarak geçmişteki düzenin yeniden kurulması arzusuyla, mevcut düzenin gerisine doğru bir hareketi ifade eder. Arapçadan dilimize geçmiş olan bu kelime, başlangıçta…
Yorum Bırakİnzivaya Nasıl Yatılır? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Üzerine Bir Pedagojik Yaklaşım Eğitim dünyasında sürekli değişen bir şey var: Öğrenme. Biz eğitimciler, her öğrencinin farklı bir yolculuğa çıktığını ve her birinin kendi hızında, kendi yöntemleriyle öğrenmesi gerektiğini kabul ediyoruz. Fakat bu yolculuk, yalnızca okulda, ders kitaplarında ya da sınıf içinde gerçekleşmez. Bazen, dış dünyadan uzaklaşmak, yalnız kalmak, içsel bir inzivaya girmek, daha derin ve kalıcı öğrenmelerin kapılarını aralar. İnziva sadece bir yalnızlık durumu değil, bir öğrenme biçimidir. Peki, bu inzivaya nasıl yatılır? İnzanın, pedagogik anlamda nasıl ele alınması gerektiğini, öğrenme teorileri, pedagojik yöntemler ve bireysel/toplumsal etkiler çerçevesinde derinlemesine tartışalım. İnziva ve Öğrenme:…
Yorum Bırakİntizar Nasıl Meşhur Oldu? Kelimelerin Gücü ve Anlatının Dönüştürücü Etkisi Edebiyatın gücü, kelimelerin ötesinde bir evren yaratabilme yeteneğinden gelir. Bir metnin, bir kelimenin, bir ifadenin derinliklerine daldıkça, bir insanın ruhunu şekillendirme gücü de o kadar belirginleşir. Yazarlar, kelimelerle dünyaları kurar, okurlar ise bu dünyalarda kendi izlerini bırakırlar. Bu anlamda, bir yazarın seçtiği kelimeler ve kurduğu anlatılar, hem bireysel hem de toplumsal bellekte izler bırakır. Edebiyat, yalnızca duygu ve düşünceleri ifade etmenin ötesine geçer; bir dönemin ruhunu yansıtır, halkların kimliklerini şekillendirir, iz bırakan bir dilsel dönüşüm başlatır. İşte bu yüzden, İntizar gibi bir ismin edebiyat dünyasında nasıl meşhur olduğunu anlamak, onun…
Yorum Bırakİflas Masasını Kim Yönetir? Psikolojik Bir Analiz Bir Psikoloğun Merakı: İnsan Davranışlarının Derinliklerine Yolculuk İnsan davranışları, karmaşık, çok katmanlı ve çoğu zaman tahmin edilemezdir. Bir psikolog olarak, her bireyin kararlarının ardında yatan psikolojik etmenleri anlamaya çalışmak, gerçekten de büyüleyici bir keşif yolculuğudur. Peki, bir insan iflas ettiğinde ve bu süreci yöneten kişi, “iflas masası” adı verilen yasal bir birimi kurduğunda, bu durum sadece hukuki bir mesele midir? Yoksa derin psikolojik etmenler de devreye girer mi? İflas masası kim tarafından yönetilir? Bu soruyu, yalnızca hukuki açıdan değil, psikolojik bir mercekten de değerlendirebiliriz. Bireylerin mali krizlere, borçlara ve tükenmişliğe verdiği psikolojik tepkiler,…
Yorum Bırak“Küsur hangi dil?” sorusuyla karşınıza çıkınca hemen aklınıza gelen ne oldu? “Hadi ya, dil mi kaldı? Küsur bir şey değil mi zaten?” Belki de birçoğunuz ilk etapta şaşkınlıkla “Küsur… Ne demek o?” diye düşündünüz. Ama hemen panik yapmayın, biz de aynen sizin gibi düşünüyoruz. Merak etmeyin, bir dil bilmiyorsanız bile hiç sorun değil. Çünkü size, ‘küsur’ kelimesinin arkasında yatan gizemi ve biraz da mizahi bir çözümü sunmak için buradayız! Küsur: Türkçede Bir Dil Dönencesi Öncelikle şunu kabul edelim: “Küsur” kelimesi bizim dilimize Türkçeden geçmiş bir Arapçadır. Evet, doğru duydunuz, Arapçadan. Ancak burada asıl mesele, bu kelimenin o kadar çok yer…
Yorum Bırak